Biz 20 kardeş Lüleburgaz'a gelip toprakla buluştuğumuzda 21 Nisandı. Geçen hafta birkaçımız yapraklarını mavi gökyüzüne uzatmaya başladı. Bu gün de 14 Mayıs ve bizim boylarımız 3 - 4 cm.'e ulaştı.
Sizlere durumumuzu yazacağız diye söz vermiştik de sanki biraz geciktik. Şu an toprağın üzerine çıkabilen 9 kardeşiz. Biz 20 kişi gelmiştik ama...
Hep bekliyoruz ötekilerini de. Çevremizde de bazı yabancılar var. Her gün gelip bizleri dolaşıyor ev sahiplerimiz. Dün konuşuyorlardı, duyduk. Biri "o yabancı otları koparsan iyi olacak" dedi, diğeri de "biraz daha bekleyelim, koparmayalım... ya ot değil de pembe domates ise !..." diye yanıtladı ötekini.
Onlar da bizim gibi diğer kardeşlerimizi bekleme kararı aldılar. Galiba bizi öbür domates fidelerinden ayrı, kabakların yanına ekecekler, öyle duyduk.
Biz dokuz kardeş çevremize bakınıp kendi aramızda konuşuyoruz. Aramızdaki yabancılar da bizi anlamıyorlar ama onlar çok sessizler.
Yazık, onların çevrelerine verebilecek domatesleri de olmayacakmış.
Topraktan yapraklarımızı çıkardığımız ilk günden bu yana yeni yeni yüzlerle tanışıyoruz.
Yanımıza ekilen tohumlar da çıkmaya başladı. Onlar papatya, karanfil ve aslanağzı imişler. Bizim gibi boyları on cm. olunca bahçenin başka yerlerine dikileceklermiş. Ne çoklar bir görseniz...
Uzaktan biz baklayız, biz sarımsağız, biz soğanız gibi sesler duyduk. Onların da bizim sesimizi duyduğunu sanıyoruz ama daha yanyana gelemedik.
Ha... bir de kabarık tüylü bir kedi var, adı Marko imiş. Her gün bizim yanımıza gelip taklalar atıyor. Öylesine mutlu dolaşıyor ki bahçe içinde, ona özeniyoruz.
Bizler size yine yazacağız.
Ev sahiplerimiz de selam ediyor.
Hoşça kalın.
14 Mayıs 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder