Bitkilerinizle çok içli dışlıysanız bir yerden sonra çocuğunuz gibi oluyor. Her türlü gelişmesini herkese göstermek istiyorsunuz. ( Hadi amcana göster çiçeğini bakayım )
Geçen sene katılamadığım etkinliğe bu sene katılıp iklim nedeniyle bir sürü kötü sonuç görünce - bozulan morallere, kırılan heveslere - biraz da dervişçe, doğanın mizah anlayışı biraz göz çıkartır diye yaklaşalım diyorum.
İlk yazıda balkonda direnen pembe ile ilgili yazmıştım. İşte o pembeyi tatil olmasından faydalanıp biraz daha bakıma aldım. Ne gariptir ki hala üzerinde hem çiçek hem meyva var.
En kötü ihtimalle bu sene kurulacak turşu için domatesler hazır gibi görünüyor. Tabii reklamlarda okula gidesim var diyen hanım gibi birisi yiyesim geldi deyip hepsini haklamazsa.
Evdeki kedim bile tüm saksıları imzalarken direnişe saygısından onu boş geçiyor. Burada elliden fazla saksı olmasının etkisi var mı bilemiyorum. En son Venüs bitkisine burnunu sokup sonuçtan pek hoşnut kalmamıştı.
İklim şartları normale döndü gibi görünüyor. Nereden anladın derseniz küstüm otu çiçek açtı.
Kendileri ufak çapta meteoroloji istasyonu gibidirler. Tüm yaz boyunca yapraklarını hep kapatıp Kyoto protokolünü imzalamayanları protesto eylemi yapmıştı. Gerçi Kyoto da üzerinde konuşulması gereken bir konu ya neyse.
Merak ettiğim acaba bu mevsimde tohum filizlendirip sera şartlarında yetiştirilebilir mi ya da böyle bir deneme yapan var mı ?
Aşağıda son üç gündeki gelişmeyi gösteren fotoğraflar var. İki tane olan meyva sayısı onbeşe çıktı. Alt sürgünde ve en üst sürgünde on cıvarında çiçek var. Gerçi onlardan umutsuzum ama yinede bakımlarını yapıp gelişmelerini takip edeceğim.
Bu altan gelen sürgün üzerindeki çiçekler gözüküyor
Pembe düşünün pembeyle kalın....
Sevgilerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder